14 Mart 2014

Kitap Tanıtımı

Kitabın Yazarı:
Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride
Nöroloji ve Beslenme Doktoru

Kitap Ön Kapağı
GAPS Kitabı ; 
Otizm, Şizofreni, Epilepsi, Depresyon, 
Bipolar Bozukluk, Anksiyete, 

Obsesif Kompulsif Bozukluk, 

DEB, DEHB

 
ve diğer
Psikoloji Sendromları için 

Beslenmeye Dayalı
Doğal Tedavi Kitabıdır,
KALICI KÖKTEN İYİLEŞME   
                                               sağlamaktadır!


                                                     
GAPS Tedavisiyle İyileşen 
Psikolojik/Psikiyatrik Sorunlar
Otizm, Şizofreni, Epilepsi, Depresyon, Bipolar Bozukluk, Anksiyete, Şizoaffektif Bozukluk, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), Obsesyonlar, DEB (Dikkat Eksikliği Bozukluğu), DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu), Disleksi, Dispraksi, Panik Atak, Öfke Problemleri, Yeme Bozuklukları, Uyku Problemleri, Bağımlılıklar


GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu hakkında bilgi için tıklayınız: GAPS Hakkında

GAPS Tedavisi hakkında bilgi için tıklayınız: GAPS Tedavisi Hakkında


GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi adlı kitabın yazarı olan GAPS Tedavisinin yaratıcısı Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride hakkında bilgi için tıklayınız: Yazar Hakkında

​​                                                                 GAPS Nedir?

GAPS; bağırsak ile beyin arasındaki ilişkinin, Nöroloji ve Beslenme Doktoru Natasha Campbell-McBride tarafından uluslar arası tescilli ifadesidir. GAPS, "Gut And Psychology Syndrome" kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Türkçe karşılığı: Bağırsak ve Psikoloji Sendromu'dur.

Dr. Natasha Campbell-McBride, 3 yaşında “otizm” teşhisi konulan oğlunu, kendi geliştirdiği bir tedavi yöntemiyle tamamen iyileştirmiştir. Çünkü otizmin sebebi, ​anormal, hasarlı ve geçirgen bağırsak florası ​nedeniyle; toksinlerin, ağır metallerin, katkı maddelerinin, iyi sindirilemeyen besinlerin, bağırsak duvarından kana ve kan yoluyla beyne gitmesidir. Bu yüzden toksinlenen beyin; ​otistik semptomlar gösterir. Bu nedenle Dr.Natasha, oğlunun bağırsak florasını tedavi ederek, otizmini de TAMAMEN iyileştirmiştir. Otizmini iyileştirdiği oğlu Nicholas, şu anda başarılı ve sağlıklı genç bir biyo-medikal mühendisidir.

Dr. Natasha Campbell-McBride, oğlunu iyileştirdiği tedavi yöntemiyle; İngiltere-Cambridge’deki kliniğinde yüzlerce otizm, epilepsi, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, disleksi, dispraksi hastalıkları olan çocukları; psikolojik ve psikiyatrik sorunları (şizofreni, epilepsi, depresyon, bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk…) olan yetişkinleri de iyileştirir. Çünkü otizmde olduğu gibi; çoğu kişinin çaresiz hastalık sandığı psikiyatrik hastalıkların sebebi de hasarlı, geçirgen bağırsak duvarı ve anormal bağırsak florası nedeniyle beynin toksinlenmesidir (detaylar için tıklayınız: Bağırsak-Beyin İlişkisi). Bağırsak florasının tedavi edilmesi sonucunda, beynin toksin yükün etkisinden kurtulmasıyla bu hastalıklar da tamamen iyileşir.

Dr. Natasha Campbell-McBride'ın geliştirdiği bu tedavi “GAPS Tedavisi”, psikoloji sendromlu hastaları da ”GAPS Hastaları” olarak adlandırılır. 2004 yılında Dr. Natasha Campbell-McBride, kendi geliştirdiği GAPS Tedavisini; “GAPS Gut And Psychology Sydrome” (Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) adlı kitabıyla bütün dünya ile paylaşır. Dünyanın her bir köşesinden Bağırsak ve Psikoloji Sendromu (GAPS) hastaları; 2004 yılından beri, 7 dile çevrilen ve satış rakamları 500.000’i aşan bu kitaptaki GAPS Diyetini ve sağlık önerilerini içeren ​GAPS Tedavi Protokolüyle TAMAMEN iyileşip sağlıklarına kavuşmuşlardır! (GAPS Tedavisiyle iyileşenlerin yaşanmış hikayeleri için tıklayınız)

​Türkiye'den, uzun yıllar ağır psikiyatrik rahatsızlıkları yaşamış iki yetişkin kız kardeşin, GAPS kitabının İngilizcesini satın alıp GAPS Tedavisini uyguyıp iyileşmeleri; Türkiye'deki GAPS hastalarına da bu kitabı ulaştırıp onların iyileşmelerine vesile olmak istemelerine neden olmuştur. ​Böylece Adalin Yayıncılık kurulmuş, GAPS Tedavi kitabının lisans hakkı satın alınmış ve ​kitap Türkçe'ye çevrilmiştir.

​Bu kitabın, Türkiye'deki otizm, şizofreni, epilepsi, depresyon ve daha nice GAPS hastasının da kurtarıcısı olacağına inanıyoruz! Geri getirdiğin tüm hayatlar için teşekkürler, Dr. Natasha Campbell-McBride!

Dr.Natasha Campbell-McBride'ın GAPS ile ilgili bilgi ve destek sağladığı web-siteleri:  www.gaps.me
Kitabın Türkçe çevirisinin tanıtım-satış resmi web-sitesi : www.gapskitap.com 

Yazar Hakkında

'GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi' Kitabının Yazarı 

Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride, MD
Nöroloji ve Beslenme Doktoru

Dr. Natasha Campbell-McBride; Nöroloji ve Beslenme alanında uzmanlaşmış bir tıp doktorudur. Rusya'da Bashkir Medical University’den bir tıp doktoru olarak mezun olup ardından Nöroloji alanında uzmanlaşır. Nörolog olarak beş yıl ve beyin ve sinir cerrahı olarak üç yıl çalıştıktan sonra, İngiliz eşiyle birlikte İngiltere’ye taşınır. Kısa bir süre sonra da oğluna “otistik” tanısı konur. Oğluna otistik tanısı konulduğu zaman; Dr.Natasha Campbell-McBride'ın, Nörolojik bozukluklar ve beslenme arasındaki ilişki üzerine teoriler geliştirmekte olduğu bir dönemdir. Yoğun araştırmaları sonucunda; otizmin, hasarlı bağırsak duvarı ve bozuk bağırsak florası nedeniyle beynin toksinleşmesi sonucunda ortaya çıktığını öğrenir. Geliştirmiş olduğu doğal bir tedavi yöntemiyle oğlunun bağırsak florasını tedavi ederek, otizmini de TAMAMEN iyileştirir. Ardından, İngiltere’de Sheffield University’ de “İnsan Beslenmesi” alanında da uzmanlaşır. ​2000 yılında, Cambridge’de açtığı kliniğinde psikolojik / psikiyatrik hastalığı olan yüzlerce hastayı, otistik oğlunu iyileştirmek için geliştirdiği doğal tedavi yöntemiyle iyileştirir. Zamanla, geliştirdiği bu doğal tedavi “GAPS Tedavisi”, psikolojik sendromlu hastaları da “GAPS Hastaları” olarak adlandırılır. 2004 yılında, yazdığı ilk kitabı olan “GAPS - Gut and Psychology Syndrome - GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu” adlı tedavi kitabı yayınlanır. Bu kitap yedi dile çevrilir, satış rakamı 500.000’ leri bulur. Dünyanın her yanından binlerce GAPS hastası (Otizm, Şizofreni, Epilepsi, Depresyon, Disleksi, Dispraksi, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite) bu kitaptaki tedavi adımlarını uygulayarak TAMAMEN iyileşir. “GAPS hayatımın eseridir” diyen Dr.Natasha, GAPS’ın dünyaca tescilli markasını almıştır. 2007 yılı sonunda “Put You Heart In Your Mouth”(Kalbini Ağzına Koy) adlı ikinci kitabı yayınlanır. Dr. Natasha Campbell–McBride, dünyanın her yerinde profesyonel konferanslar, seminerler vermekte, GAPS uygulayıcıları yetiştirmekte; sağlık profesyonellerine, hasta gruplarına ve derneklere danışmanlıklar vermektedir. Yazarlar Derneği Üyesi olup, dergi ve bültenlerde sağlık yazıları yazmaktadır.

Dünya, Dr. Natasha Campbell-McBride’ı “otizmin ışığı” olarak tanıyor; çünkü artık, sadece kendi otistik oğlunu iyileştiren doktor bir anne değil, bu kitabıyla dünyanın her bir köşesindeki otistik hastaları da yaşama döndüren bir kahraman o! Üstelik, geliştirdiği GAPS Tedavisi, dünyadaki binlerce psikiyatri hastasını da iyileştirdiği için, o aslında “psikiyatrinin ışığı” da oldu!

Uzm.Dr.Natasha Campbell-McBride hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız: www.doctor-natasha.com

GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu Hakkında

Çoğu kişinin çaresiz hastalık sandığı psikolojik/psikiyatrik hastalıkların sebebi; hasarlı, geçirgen bağırsak duvarı ve anormal bağırsak florası nedeniyle beynin toksinlenmesidir (detaylar için tıklayınız: Bağırsak-Beyin İlişkisi). Bağırsak florasının tedavi edilmesi sonucunda, beyin toksin yükünün etkisinden kurtulur ve bu hastalıklar da tamamen iyileşir.

​Kitabın yazarı Nöroloji ve Beslenme Uzman Doktoru Natasha Campbell-McBride’ın oğluna üç yaşındayken otizm tanısı konmuştur. Kendi geliştirdiği beslenmeye dayalı doğal bir tedavi yöntemiyle oğlunun bağırsak florasını ve böylece otizmini TAMAMEN iyileştirir. Ardından İngiltere Cambridge’de açtığı klinikte, psikolojik sendromlu yüzlerce hastayı, geliştirdiği bu beslenme yöntemiyle sağlığına kavuşturur. Zamanla geliştirdiği bu tedavi “GAPS Tedavisi”, psikolojik sendromlu hastaları da “GAPS hastaları” olarak adlandırılır. 2004 yılında, yazdığı “GAPS - Gut and Psychology Syndrome” (Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) kitabı yayınlanır. Bugün ise GAPS Tedavi kitabı, 7 dile çevrilmiş olup 11. baskısını yapmıştır ve kitabın satış rakamı 500.000’leri bulmuştur. “GAPS hayatımın eseridir” diyen Dr. Natasha Campbell-McBride, GAPS’ın dünyaca tescilli markasını almıştır; “Bağırsak ve Psikoloji Sendromu” yani GAPS (Gut And Psychology Syndrome); Dr. Natasha Campbell-McBride’ın tescilli markası olarak bilinen bir tanımdır ve kendi geliştirdiği doğal tedavinin adıdır.

​​​Kitap tam anlamıyla bir tedavi kitabıdır. Kitabı alan bir anne; GAPS hastalığı (otizm, disleksi, dispraksi, DEB, DEHB, gelişme geriliği, öğrenme bozukluğu, yeme bozukluğu, epilepsi, depresyon, şizofreni...) olan çocuğunu, sadece kitabı okuyup uygulayarak iyileştirebilir veya bir GAPS hastası, kitapta anlatılan tedavinin adımlarını uygulayarak kendini iyileştirebilir.

​​Dünyanın her bir köşesinden GAPS (Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) hastaları, bu kitaptaki GAPS Tedavisiyle bağırsak floralarını tedavi ederek psikiyatrik hastalıklarından tamamen iyileştiler! Otizm, Şizofreni, Epilepsi, Depresyon, Anksiyete, Bipolar Bozukluk, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), Panik Atak, Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Disleksi, Dispraksi, Yeme Bozukluğu (Anoreksiya, Bulimia Nervosa)hastaları…(detaylar için tıklayınız: Yaşanmış GAPS Hikayeleri )

​Türkiye’den iki yetişkin kız kardeşin, bu kitaptaki GAPS Tedavisini uygulamaları ve böylece uzun yıllar süren ağır psikiyatrik hastalıklarını iyileştirmeleri; Türkiye’deki GAPS hastalarına da GAPS Tedavisini duyurmak istemelerine neden olmuştur. Böylece Adalin Yayıncılık kurulmuş ve GAPS kitabı Türkçeye kazandırılmıştır.

Bu kitabın, Türkiye’deki GAPS hastalarının da umudu ve ışığı olacağına inanıyoruz! Geri getirdiğin tüm hayatlar için teşekkürler, Dr. Natasha Campbell-McBride

tıklayınız: GAPS Tedavisi Hakkında
tıklayınız: GAPS Videoları
tıklayınız: GAPS Ailesinde Yeni Bebek

Bağırsak-Beyin İlişkisi Hakkında


​Anormal, hasarlı ve geçirgen bağırsak florası ​nedeniyle; toksinler, ağır metaller, katkı maddeleri, iyi sindirilemeyen besinler, bağırsak duvarından kana ve kan yoluyla beyne gider.

Bu yüzden toksinlenen beyin; ​otistik, şizofrenik, epilepsik, depresif, hiperaktif, disleksik vb. semptomlar gösterir.

GAPS Kitabından bu konuyla ilgili bazı bilgiler (Detaylı bilgi için kitabın 9-88. sayfalarına bakınız)

"GAPS’lı (Bağırsak ve Psikoloji Sendromlu) çocuk ve yetişkinlerde, bazen çok şiddetli şekillerde sindirim problemleri vardır. Çeşitli derecelerde kolik, şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık, yemek yeme güçlükleri ve yetersiz beslenme; otizm, şizofreni ve diğer GAPS hastalıklarının tipik birer parçasıdır. Aynı şekilde GAPS’lı çocuğunun normal dışkı yaptığını söyleyen ebeveyn neredeyse yok. Yüzlerce otistik çocukla çalışan Dr.Wakefield ve ekibinin bulguları yanısıra, dünya genelinde klinik gözlemleriyle otistik çocuklarda şiddeti kişiye göre değişen sindirim bozuklukları olduğunu destekleyen pek çok doktor var. Şizofreniyi, çölyak gibi sindirim anormallikleriyle ilişkilendiren C. Dohan, R. Cade, K. Rachelt, A. Hoffer, C. Pfeiffer ve başka doktor ve bilim insanları; şizofrenide bir bağırsak-beyin bağlantısı olduğunu çok ciddi bilimsel bulgularla kanıtladılar. Otizm ve şizofreni dışında; DEHB, disleksi, dispraksi, epilepsi, bipolar bozukluk gibi neredeyse bütün GAPS hastalarının da farklı derecelerde sindirim problemleri yaşadığı biliniyor. Soru şu: Neden GAPS’lı çocuk ve yetişkinlerin sindirim sistemi bu durumda? Bunun, akıl sağlıklarıyla ne ilgisi var? Bunu anlamak için insan bağırsağının bazı çok önemli, temel özelliklerine bakmamız gerek.

Sağlıklı floraya sahip iyi işleyen bir bağırsak, sağlığımızın temelidir. Tıpkı kökleri hasta bir ağacın gelişemeyeceği gibi, iyi işleyen bir sindirim sisteminden mahrum bir vücut da gelişemez. Bağırsaktaki bakteri nüfusu yani bağırsak florası, kökleri saran toprak gibidir. Ona yaşama alanı, koruma, destek ve gıda sağlar. İnsan vücudu, çok fazla sayıda çeşitli mikro yaratıkların yaşadığı bir gezegen gibidir. Her birimizdeki hayatın çeşitliliği ve zenginliği, herhalde dünya üzerindeki hayat kadar şaşırtıcıdır! Biz insanlar, vücudumuzla birlikte her yere götürdüğümüz bu küçük mikro organizmalar olmadan yaşayamayız. En büyük mikrop kolonisi sindirim sistemimizde yaşar. Sağlıklı bir yetişkinin bağırsağında ortalama 1,5 - 2 kg. bakteri bulunur. Vücudumuzdaki işlevleri bizler için o kadar yaşamsaldır ki, bağırsaklarımız sterilize edilseydi herhalde hayatta kalamazdık.

Bağırsak mikro-florası üç gruba ayrılabilir:
Esas veya faydalı flora: En önemli ve sağlıklı bir vücutta sayıca en büyük grup budur. Bu bakterilere, dost bakteriler de denir.
Fırsatçı flora: Sayı ve kombinasyonları oldukça kişisel olabilen çeşitli mikroplardan oluşmuş büyük bir gruptur. Bu mikropların her biri, kontrolden çıktığında çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilecek kapasitededir. ​
​Geçici flora: Günlük olarak yiyecek ve içeceklerle aldığımız, genellikle mayalama özelliği olmayan gram-negatif basillerden oluşan çeşitli türlerde mikroplardır.

Bağırsak epiteli üzerinde toprağın çimli kısmı gibi yayılan kalın katman; istilacılara, sindirilmemiş yiyeceklere, toksinlere ve parazitlere karşı doğal bir bariyer görevi görür. Nasıl toprak, çimli üst tabakası olmadığında erozyona uğrarsa, bağırsak duvarı da koruyucu bakteri katmanı olmazsa zarar görür. Sağlıklı bağırsak florasının; pek çok toksik maddeyi etkisiz hale getirme, histamini etkisizleştirme, ağır metallerle diğer zehirleri şelatlama (bağlama, kıskaca alma) yeteneği vardır. Yararlı bakterilerin hücre duvarları, pek çok kanserojen maddeyi emerek etkisiz hale getirir ve kanser oluşumunun temeli olan hiperplastik süreci bastırır. Ayrıca; çevreden veya aşılardan alınan virüsleri, Candida albicans gibi yaygın mantarları, çeşitli bakteri ve parazitleri, toksik maddeleri etkisiz hale getirir. Bağırsak epitelinde yaşayan yararlı bakteriler; gelen yiyecekleri sindirir ve onları bağırsak astarı için besleyici maddeler haline getirirler, proteinleri sindirir, karbonhidratları fermente eder, yağları ve lifleri parçalar. Bağırsaktaki bakteri faaliyetlerinin yan ürünleri; mineral, vitamin, su, gaz ve pek çok diğer besini bağırsak duvarından kan dolaşımına taşıyarak emilimi sağlar, vücudun kullanacağı vitamin ve diğer aktif maddelerin sürekli üretimini yapar.

Sağlıklı bağırsak florası bağışıklık sisteminin kaynağıdır. GAPS hastalarında sağlıklı bir bağırsak florası olmadığı için; sağlıklı bağırsak florasının fonksiyonlarının hiçbiri yerine getirilemez. Bağışıklık sistemi sürekli risk altındadır. Bağışıklık sisteminin tamamında, çeşitli hücrelerinde, enzimlerinde ve diğer kısımlarında zayıflama yaygındır. Bağırsak florası anormalleşen kişilerde gelişen çeşitli besin eksiklikleri görülür. Bunlar yetmezmiş gibi anormal bakteri florası olan bir vücudun bağışıklık sistemi, çoğunun bağışıklığa doğrudan yıkıcı etkisi olan toksik maddelere açık hale gelir. Bu toksinler, GAPS hastasının bağırsağında ve vücudunun diğer yerlerinde yararlı bakterilerin kontrolü olmaksızın mutlu bir şekilde yaşayan fırsatçı mikroplardan yayılırlar. Bağırsak florası anormal olduğunda, bağırsak duvarı hasarlı ve sızıntılı hale gelir. İşgalciler ve sindirilmemiş yiyecekler, bağırsağın hasar görmüş epitel bariyerinden durmaksızın geçer. Yetersiz beslenmiş, zayıf, dengesi kaybolmuş ve toksinlenmiş olan bağışıklık sistemi kendi bedenine zarar vermeye başlar. Görevini gerektiği gibi yerine getiren sağlıklı bir bağırsak florası sadece patojenleri kontrol altında tutmakla kalmaz, bağırsak duvarının bütünlüğünü koruyarak bu patojen mikropların ürettiği toksinlerin geçişini engeller.

GAPS’lı çocuk ve yetişkinlerin sindirim sistemi fırsatçı ve patojen mikrop florasının işgali altındadır. Bunlar, sürekli olarak bağırsaktan beyne akan bir toksin nehri oluştururlar. İnsanları otistik, şizofren, hiperaktif, dispraksik, disleksik, psikozlu, depresif, obsesif, vb. yapan da büyük olasılıkla bu toksin nehridir. Akıl sağlığıyla ilgili sorunlar; genetik, çocukluk deneyimleri, psikolojik etkilenimler gibi pek çok açıdan incelenir. Hesaba katılacak son yer hastanın sindirim sistemidir. Modern psikiyatri sindirim sistemini hiç hesaba katmaz. Oysa tıp tarihinde, psikiyatrik hastalıkların sadece bağırsağın “temizlenmesiyle” iyileştirildiğine dair yeterince örnek bulunuyor. Psikiyatri hastalarının büyük çoğunluğu sindirim sorunları da yaşar; ancak bunlar genellikle doktorlar tarafından göz ardı edilir. Bağırsak-beyin ilişkisi, çoğu günümüz doktorunun nedense anlayamadığı bir ilişkidir. GAPS’lı bir kişinin bağırsakları, vücudun ana toksisite kaynağı haline gelir. GAPS’lı çocuk ve yetişkinlerin anormal bağırsak floraları, bilinmeyen sayıda çeşitli nörotoksinler üretir. Bu toksinler hasarlı bağırsak duvarından kana geçerler ve böylece beyne ulaşırlar. Hangi toksinlerin bir araya geldiği kişiye özeldir. Bu yüzden her GAPS hastası birbirinden çok farklıdır. Anormal floranın ürettiği toksinlerin sayısı bilinemez. Yine de GAPS’lı çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın olarak görülen bazı nörotoksinler hakkında elle tutulur bir bilgiye sahibiz. Bu toksinler herhangi bir kişiyi akıl hastası yapabilir.

Otizm, şizofreni, DEHB, psikoz, depresyon ve otoimmün bozukluk hastaları üzerinde çok sayıda araştırmalar, bu hastaların vücutlarında yüksek miktarda kazomorfin ve glütenomorfin bulunduğunu gösteriyor. Bunlar; tıpkı afyon, morfin, eroin gibi madde bağımlılarının yaygın olarak kullandığı opiatlardandırlar. GAPS'lı hastalarda, süt proteini olan kazeinin ve buğday proteini olan glütenin sindirimi gerçekleşemez. Bu yüzden kazein ve glüten; kazomorfin ve glütenomorfin olarak kana karışıp beyinde ve vücutta uyuşturucuların yaptıklarına benzer problemlere yol açarlar.

​GAPS hastalarında ortaya çıkan önemli bir nörotoksin de alkol (etanol) ve asetaldehidtir. Çünkü bu hastaların bağırsak florasında çoğalan patojenlerin bir grubu da neredeyse istisnasız olarak, aralarında Candida türlerinin de bulunduğu mayalardır. Mayaların aşırı çoğaldığı bir vücutta Candida, glikozun alkollü fermantasyon adı verilen bir işlemle sindirilmesine neden olur. Bu biyokimyasal süreçte Candida ve diğer mayalar, besinlerden alınan glikozu alkole (etanol) ve yan ürünü olan asetaldehide çevirirler. GAPS hastaları, özellikle karbonhidratlı yiyecekler tükettiklerinde alkolizmin tipik belirtilerini gösterirler. Alkol ve yan ürünlerinin moleküler ağırlığı düşük olduğu için, beyin başta olmak üzere tüm vücut bariyerlerini kolaylıkla geçerler. Alkol özellikle de çocuklar için toksiktir ve çok az miktarlarda da olsa, sürekli alkol alımından etkilenmeyecek bir organ yoktur.

Otistik çocuklarda, biyokimya alanında çalışan Dr. Alan Friedman tarafından başka korkutucu toksik maddeler de bulundu. Deltorfin ve delmorfin adlı bu kimyasallar ilk kez Güney Amerika’da, zehirli bir kurbağa türünün derisinde keşfedildi. Yerliler, düşmanlarını felç etmek için oklarının ucunu bu kurbağanın salgıladığı mukusa batırıyorlardı. Deltorfin ve delmorfin, son derece güçlü nörotoksinlerdir. Dr.Friedman bu toksinleri kurbağanın değil, kurbağanın derisinde yaşayan mantarların ürettiğini düşünüyordu. ​Bu mantarların otistik çocukların bağırsaklarında ortaya çıkması mümkündür. Gelecekteki araştırmaların bukonuyu açıklığa kavuşturacağını umuyoruz. GAPS hastalarında başka bir dizi güçlü toksin daha tespit edildi ve araştırıldı. Bu kitapta bunların hepsini inceleyemeyiz. Ama bilmemiz gereken önemli nokta, GAPS’lı çocukların ve yetişkinlerin oldukça toksik bireyler olduğudur. Bu toksisite sindirim sistemlerinden kaynaklanır. Bu yüzden tedavi için her şeyden önce kişinin sindirim sistemine odaklanmalıyız."

Tamamı için kitabın 9-88. sayfalarına bakınız.
(Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi ;
               Yazar: Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride

GAPS Tedavisi Hakkında

GAPS Tedavi Kitabında, Dr. Natasha Campbell-McBride'ın geliştirdiği GAPS Diyeti ve sağlık önerileri yer almaktadır. ​Böylece, ​bağırsak florası iyileşmekte ​ve kişinin Bağırsak ve Psikoloji Sendromları da iyileşmektedir.

"İnsan vücudunun, doğru yardımı aldığı sürece inanılmaz bir kendini iyileştirme yeteneği vardır. Bu özellikle de çocuklar için geçerlidir. Ne kadar hasta ya da engelli olursa olsun, hiçbir çocuğun iyileşme gösteremeyecek halde olabileceğine inanmıyorum. Nörocerrahi alanında çalışırken, beynin büyük bir bölümünün alındığı ciddi operasyonlar sonrasında, çocukların beyinlerinin nasıl iyileştiğini görmek beni her zaman hayrete düşürürdü. Çocuk hastaneden tekerlekli sandalyede çıkardı, yıllık kontrol için geri geldiğinde ise, neredeyse hiçbir nörolojik bozukluk tespit edilemezdi.

Yine de doğa hızlı çalışmaz. Hastalığa yakalanmak çok çabuk olabilir ama iyileşmek her zaman daha uzun zaman alır. GAPS’lı çocukların ebeveynlerine ve GAPS’lı yetişkinlerin bakıcılarına, kendilerini en az iki yıllık zorlu bir çalışmaya hazırlamalarını söylüyorum. Bazı GAPS hastalarında bu süre daha da uzun olabiliyor. Tedavinin amacı kişiyi toksinlerden arındırmaktır, beynin üzerindeki toksik sisi kaldırıp gelişmesine ve doğru düzgün işlemesine izin vermektir. Bunu yapabilmek için de şunlara ihtiyacımız var:

Birincisi: Sindirim yolunu temizleyip iyileştirerek, vücutta toksisitenin en büyük kaynağını ortadan kaldırmak ve olması gerektiği üzere onu beslenmenin kaynağı haline getirmek. İkincisi: Hastanın vücudundaki farklı dokularda birikmiş olan toksinleri temizlemek. Bu iki amaca, GAPS Beslenme Programı aracılığıyla ulaşılabiliyor. Bu program, kendi çocuğumla olan kişisel deneyimlerime ve dünyanın her yerindeki yüzlerce çocuk ve yetişkin GAPS hastasının klinik deneyimlerine dayanarak gelişti."

 GAPS Tedavisinin Kapsamı:
1) GAPS Diyeti (açıklama için tıklayınız)
2) Besin Destekleri (açıklama için tıklayınız)
3) Detoksifikasyon (açıklama için tıklayınız)

Devamı için lütfen kitaba bakınız. (Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: "GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu İçin Doğal Tedavi Yöntemi" kitabı
               Yazar: Uzm. ​Dr. Natasha Campbell-McBride, MD

GAPS Diyeti Hakkında

GAPS Diyeti; otizm, hiperaktivite ve dikkat eksikliği, disleksi, dispraksi, depresyon, şizofreni, bipolar bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk, epilepsi gibi psikiyatrik hastalıklar ve yeme bozuklukları, öğrenme güçlüğü gibi sorunların tedavisinde uygulanan özel beslenme programıdır. GAPS Diyetinin amacı, bu hastalıklara ve sorunlara neden olan hasarlı bağırsak duvarını ve bozuk florayı tedavi etmektir. Kısaca, sağlıklı bağırsak florası ve bakteri dengesi oluşturmaktır. Böylece beyni toksin yükü altında bırakarak, çeşitli psikolojik ve psikiyatrik hastalıklara sebep olan bağırsaklar iyileştiği için, bu hastalıklar da tamamen iyileşecektir.

GAPS Diyeti üç ana bölümden oluşmaktadır:
1. GAPS Giriş Diyeti
2. Tam GAPS Diyeti 
3. GAPS Diyetinden çıkış 

"GAPS Giriş Diyeti, bağırsak astarını çabucak iyileştirip mühürlemek için tasarlanmıştır. Giriş Diyeti, bağırsak astarı için faydalı bol miktarda besleyici madde içerir: amino asitler, jelatin, glikozaminler, yağlar, vitaminler, mineraller, vb., yani bağırsak astarını meydana getiren tüm maddeler.

​GAPS hastalarının bağırsak astarı genellikle iltihaplı ve ülserlidir. Her zaman özel bir belirtisi olmadığı için kendileri de bu durumun farkında olmayabilirler. Hastanızın bağırsak astarı yaralı ve aşırı hassas olabilir. GAPS Giriş Diyeti bağırsağı rahatsız edebilecek ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilecek maddeleri içermez ve yararlı bakterileri artıracak besinleri içerir. Giriş Diyetiyle bağırsak duvarını onarılır ve böylece yiyecekler emilmeden önce düzgün bir şekilde sindirilir, çoğu gıda intoleransı ve alerjisi de ortadan kalkar.

​GAPS hastalarının çoğuna, Tam GAPS Diyetine geçmeden önce Giriş Diyetini uygulamalarını öneriyorum. Hastanızın durumunun ciddiyetine göre, bu programı semptomların izin verdiği ölçüde ve hızda tamamlayabilirsiniz. Örneğin birinci aşamayı birkaç günde geçip, ikinci aşamada daha uzun zaman geçirebilirsiniz. Reflü, ishal, karın ağrısı, şişkinlik, ileri derecede kabızlık gibi rahatsızlıkları olanların Giriş Diyetini harfiyen uygulamaları çok önemli. Bu diyet, semptomları hızla azaltıp sindirim sistemini iyileştirmeye başlayacaktır. Sağlıklı insanlar için bile faydalıdır: Eğer siz ya da çocuğunuz, mide iltihabına veya herhangi bir ishal türüne yakalanırsanız, Giriş Diyetini birkaç gün uygulamak, genellikle herhangi bir ilaca gerek kalmadan semptomları hızla ve kalıcı olarak yok edecektir.

​Ciddi sindirim ve gıda intoleransı sorunu yaşamayanlar Giriş Diyetini hızlı tamamlayabilirler. Yine de Giriş Diyetini atlayıp Tam GAPS Diyetiyle başlamamaya gayret edin. Çünkü Giriş Diyeti, bağırsağınızın ve vücudunuzun iyileşme süreçlerini optimize edecek en iyi şansı size verecektir. Giriş Diyetini atlamanın, uzun süre devam eden ve baş edilmesi güç sorunlara yol açtığı vakalara tanıklık ettim.

​GAPS Giriş Diyeti 6 aşamalıdır. Diyette bir sonraki aşamaya geçmek için ağrının veya ishalin dinmesini beklemek gerekiyor. Bazı gıdaları diyete, hastanın hassasiyetine göre bu programda belirtilenden daha sonra eklemeniz gerekebilir. Giriş Diyetinden ve hastanızın başlıca sindirim sorunları giderildikten sonra Tam GAPS Diyetine geçebilirsiniz. ​

Tam GAPS Diyeti: GAPS Giriş Diyeti tamamlandıktan sonra, GAPS pişirme ve yeme konseptiyle ilgili oldukça tecrübeli sayılırsınız. Ayrıca hastanızın kendi bireysel tarzında gıdalara gösterdiği tepkiler konusunda da uzmanlaştınız. Bu, hastanıza hayatı boyunca hizmet edecek eşsiz ve çok değerli bir bilgidir. Bu yüzden Giriş Diyeti ve sonrasında bir günlük tutmak faydalı olabilir. Böylece gıdaları ilk kez eklerken yaşadıklarınızı, hastanızın kişisel semptom ve reaksiyonlarını kaydedebilirsiniz. Tam GAPS Diyetini yaklaşık iki yıl boyunca uygulamalısınız.

Tam GAPS Diyetinden çıkış: Bu aşamaya geçmek için acele etmeyin. GAPS’ın katı diyetine en az 1,5-2 yıl uymak gerekir. Hastalığın ciddiyetine bağlı olarak, bazıları daha hızlı iyileşirken bazılarının iyileşmesi çok daha uzun sürer. GAPS Diyetinde izin verilmeyen yiyeceklere başlamak için hastanızın sindiriminin en az 6 ay boyunca normal olarak sürmesi gerekir.

Sonuç olarak; GAPS Diyeti ilk bakışta çok zor görünür. Ama besin değeri son derece yüksek ve sağlıklı bir diyettir. Ayrıca, hastanızın bağırsak astarının iyileşip mühürlenmesini ve sağlıklı bir hayat sürmesi için zemin oluşmasını sağlar. Bunun anlamı, GAPS hastalarının büyük çoğunluğunun hayatlarının geri kalanlarında özel bir diyet uygulamak zorunda kalmamalarıdır. Sindirim sistemi bir kez sağlıklı çalışmaya başladığında, bütün dünyada yaygın olarak tüketilen besleyici gıdaları kademeli olarak tüketmeye başlayabilirler. Bazıları bu hedefe 2 yılda, bazıları daha uzun zamanda ulaşır. Bu süre hastalığın ciddiyetine ve hastanın yaşına bağlıdır. Çocuklar genellikle yetişkinlerden daha çabuk iyileşirler. Bir kez başladıktan sonra GAPS Diyeti, evdeki diğer pişirme işlemlerinden ve ailenin beslenmesinden daha zor gelmez."

Devamı için lütfen kitaba bakınız. (Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: "GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu İçin Doğal Tedavi Yöntemi" kitabı
               Yazar: Uzm. ​Dr. Natasha Campbell-McBride, MD

Besin Destekleri

"GAPS’lı çocuk veya yetişkinler için başarılı bir beslenme yönetiminin bir numaralı şartının uygun bir diyet olduğunu ne kadar vurgulasam azdır. Dünyada hiçbir besin desteği, beslenmenin hastanızın durumunda yarattığı etkinin yanına yaklaşamaz. Özellikle sindirim bozuklukları söz konusu olduğunda, ki GAPS temelinde bir sindirim bozukluğudur, hastanın bağırsağından ne geçtiği konusunda çok dikkatli olmalıyız. Neden? Çünkü pek çok besin desteği, zaten enfeksiyonlu ve hasarlı olan bağırsak astarımı tahriş edip iyileşme sürecini etkileyebilir.

​Ancak, bazı besin destekleri oldukça faydalıdır ve bazıları da özellikle gereklidir. Besin destekleriyle ilgili kurallar kişiye göre değişir ve ideal olarak hangilerinin kullanılacağına bir uzmanla beraber karar verilmelidir. Burada, mutlaka alınması gereken temel desteklere odaklanacağız. Hastalarımın büyük bir çoğunluğu sadece diyet ve bu temel destekler sayesinde, başka bir şeye gerek kalmadan ilerleme kaydetti.

GAPS hastaları için temel besin destekleri:
1. Tedavi gücü olan etkili bir probiyotik
2. Temel yağ asitleri 3. Morina balığı karaciğeri yağı
4. Sindirim enzimleri
5. Vitamin ve mineral destekleri

​Hastanız iyileştikçe, birkaç yıl boyunca alınması gereken morina balığı karaciğeri yağı ve probiyotikler hariç, besin desteklerinin büyük bir kısmını kademeli olarak kesebilirsiniz. Vitamin ve mineral desteği almak son derece yaygınlaştı. Bunun sebebi sadece aldığımız “sağlık hapları” değil. Asıl sebep; piyasadaki yiyeceklerin çoğunun, işlenme sürecinde kaybettikleri besinlerin yerine koyulması için vitamin ve mineral katkılarının olması. Artık çoğu yiyeceğin endüstriyel tekniklerle yetiştirilip en başından itibaren neredeyse hiç besin değeri içermediğini söylemeye gerek bile yok. Ne yazık ki, yiyeceklere eklenen besin desteklerinin çoğu sentetik. Vücut, bu besinlerin doğal formlarını tüketmeye tasarlanmış ve sentetik formları genellikle algılamıyor, onlarla ne yapacağını bilmiyor. Örneğin pek çok böbrek taşı vakasının, sentetik formda C vitamininden kaynaklandığına dair giderek artan bir şüphe var. Piyasada bulabileceğiniz C vitamini desteklerinin çoğu sentetik formda..

​​​Modern dünyada besin desteği almadan sağlıklı olamayacağımıza, çünkü yediklerimizin bize ideal miktarda besin sağlayamadığına dair çok yaygınlaştırılmış bir görüş var. Gerçekten de kahvaltıda tost ve kahvaltılık gevrek, öğlen yemeğinde sandviç ve standart bir akşam yemeğiyle besleniyorsanız, vücudunuza ideal miktarda besin girmez ve besin desteği almanız gerekir. Bu kitapta anlattığımız diyet, vücudun tanıdığı ve ne yapacağını bildiği yoğun miktarlarda besini, doğal formunda almanızı sağlayacak. Taze sıktığınız meyve ve sebze suları; daha fazla vitamin, mineral ve diğer maddeleri bu besinlere ekleyecek. İyi bir probiyotik, gıdalardaki besinlerin emilim oranını en az % 50 oranında artırır. Dahası, probiyotik bakterilerin; B, K vitaminleri, biyotin ve vücuttaki diğer birçok madde açısından çok zengin oldukları düşünülür. Gerçekten de hasta tedavi edici dozlarda güçlü bir probiyotik aldığında, eksikliği ilk ortadan kalkan besinler bunlardır. Diyet ve probiyotikler sindirim sistemini onarmaya başlar ve hasta bu besinleri gıdalardan yeterince özümseyebilir.

Konu GAPS hastaları olduğunda düşünmemiz gereken bir başka önemli nokta; sindirim sistemlerinin iltihaplı ve hasarlı olduğudur. Sentetik besin desteklerinin, tabletlerdeki dolgu ve bağlayıcı maddelerin ve kapsüllerin çoğu, zaten hassas olan GAPS’lı bağırsak astarını kötüleştirerek iyileşme sürecini sekteye uğratır. Diyeti uygulamak için bir sürü çaba sarf edip aldığı besin desteklerinin çoğunu kesmeden bir başarı elde edemeyen pek çok hastayla karşılaştım.

​Bu yüzden programın başında herhangi bir vitamin veya mineral desteği alınmasını normalde tavsiye etmiyorum. Daha çok diyeti uygulamak için çaba gösterip bağırsakta iyileşme sürecini başlatmayı tavsiye ediyorum. Sindirim sistemi bir kez düzgün çalışmaya başlasın, çoğu hastada besin eksiklikleri hiç besin desteği almadan ortadan kalkacak! Bunu vücut, kendi doğal yöntemleriyle yapacak. Elbette her hasta farklıdır ve bazılarının bilinçli bir besin desteğine ihtiyacı vardır. Ama bu konuda yetkin bir uzmanın karar vermesi gerekir.

​Aklınızda bulunması gereken birkaç önemli nokta şöyle: İçinde bağırsağın durumunu kötüleştirecek maddeler bulunmayan besin desteklerini seçin. Sıvı formda destekler; toz, tablet ve kapsüllerden iyidir. Diyette izin verilmeyen maddelerin de alınmaması gerek. Emilim oranı yüksek besin destekleri seçin. Örneğin vitamin ve mineral desteklerinin içlerinde fulvik asit (folik asitle karıştırmayın) olsun. Fulvik asit, topraktaki bakteriler tarafından üretilir. Bir besin desteğinin emilim oranını doğal yollarla oldukça artırabilir. Ayrıca ağır metalleri şelatlama özelliği vardır. Probiyotiğinizdeki toprak bakteriler, bağırsağınızda bu asidin bulunmasını sağlar. Besin desteklerini mutlaka en az miktarlarda tüketin!"

Devamı için lütfen kitaba bakınız. (Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: "GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi" kitabı;
               Yazar: Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride, MD

Detoksifikasyon

"Kirli bir dünyada yaşıyoruz. Her gün otomobil egzozu ve endüstriyel atık soluyoruz. Böcek ilacı, bitki ilacı ve diğer tarım kimyasallarıyla dolu yiyecekler yiyoruz. Devamlı olarak antibiyotik, steroid ve başka ilaçlar alan hayvanları yiyor, bu hayvanların sütlerini içiyoruz. İşlenmiş yiyeceklerle sayısız kimyasal tüketiyoruz. Kanserojen ve genel olarak insanlar için toksik kimyasallar içeren kişisel bakım ürünleri kullanıyoruz. Modern enerji tasarruflu evlerimiz ve ofislerimiz toksik. Modern inşaat malzemeleri, yalıtım malzemeleri, ev temizlik kimyasalları ve yanma geciktirici kimyasallar her gün alıp verdiğimiz havayı toksinle dolduruyor. Örneğin halı ve halı yapışkanları üzerinde yapılan kimyasal analizler; formaldehid, toluen, ksilen, benzen, metakrilat, tetra kloretilen, metil naftalin, ftalat ve stiren gibi toksik maddeler yaydıklarını buldu. Hastane ve alışveriş merkezlerinin havasında çok daha yüksek miktarlarda toksin olduğu için buralara gittiğinde çoğu kişi çok yorgun ve tükenmiş hissediyor. Bunlar yetmezmiş gibi sürekli olarak ilaç kullanıyor, alkol ve tütün içiyoruz.

​Öyleyse nasıl hayatta kalıyoruz? Nasıl hayatlarımıza devam edip işe gidiyor, çocuk sahibi oluyor, sabah trafikte aldığımız ilk nefeste nasıl düşüp ölmüyoruz? Vücudumuzdaki çok önemli bir sistem sayesinde hayatta kalıyoruz: şimdiye kadar hakkında çok şey bilmediğimiz DETOKSİFİKASYON SİSTEMİ sayesinde. Bu sistem vücudumuzun temizlikçisi gibidir. Dışarıdan gelen toksinlerin yanında normal metabolizma faaliyetinin ortaya çıkardığı toksinleri de sürekli temizler. Merkez üssü karaciğerdir ve vücudun her hücresinde şubeleri vardır. Ama bildiğimiz şu ki, bu sistemin görevini yerine getirebilmesi için; çinkoya, magnezyuma, selenyuma, molibdene, diğer minerallere ve eser elementlere, yüzlerce enzime, birçok amino aside ve temel yağlara (bir GAPS hastasında eksik olan bütün maddelere) ihtiyacı var. GAPS hastalarında detoksifikasyon sistemi bu eksikliklerden dolayı ideal seviyede çalışamıyor. Aynı zamanda bu sistemin üzerinde çok iş yükü var, çünkü GAPS hastalarının vücudu toksin dolu. Çeşitli toksik maddeleri daha sonra ilgilenmek üzere vücuttaki farklı dokulara yığıyor. Bu yüzden bu hastaların ağır metal, petrokimyasal ürün ve diğer kimyasal testleri hep pozitif çıkıyor. Ne yazık ki bu kimyasalların çoğunun yağlara eğilimi var ve vücut yağlarında depolanıyorlar. Beyin ve sinir sisteminin geri kalanının dokularında yüksek miktarlarda yağ var ve bu yağlar toksinler için depo görevi görüyorlar. Toksinlerle tıkalı bir beyin iyi gelişemez veya işlevlerini yerine getiremez. GAPS hastalarında da bunu açıkça görüyoruz.

​Öyleyse ne yapmalıyız? GAPS’lı çocukların ve yetişkinlerin sağlıklı gelişip işlevlerini yerine getirebilmeleri için vücutlarındaki bu toksik yükü nasıl kaldırabiliriz? Yapılacak ilk ve en açık şey toksitenin ana kaynağını temizlemek yani bağırsağı temizleyip iyileştirmek. Ama ana kaynağı ortadan kaldırmak yetmez. Bu hastaların vücudunda yıllardır birikmiş toksinleri ne yapacağız? GAPS hastalarının testlerinde pozitif çıkan bütün o ağır metalleri ne yapacağız? Onları orada bırakamayız. Zamanla kanıtlanmış, vücuttan sadece ağır metalleri değil, diğer toksinleri de hiçbir yan etki olmaksızın atan bir detoks yöntemi var.

Tedavinin önemli bir parçası da hastanın detoks sisteminden genel toksik yükü olabildiğince kaldırmaktır. Detoksifikasyon ve çevresel toksinlerden uzak durmak GAPS Tedavisinin önemli bir parçası olmak zorunda. Bağırsak florasını normale döndürmek, uygun besleyici bir diyet, temiz su, meyve-sebze suları ve toksinlerden kaçınma işe yarayan ve yan etkisi olmayan doğal önlemlerdir! Sağlıklı bir vücut, içeriden temizdir! İyi temizlenmeler!"

Devamı için lütfen kitaba bakınız. (Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: "GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi" kitabı;
               Yazar: Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride, MD

GAPS Ailesinde Yeni Bebek

Çocuğunuza verebileceğiniz en önemli kazanımlardan biri, sağlıklı bağırsak florasıdır. Sağlıklı bir bağırsak florası, akıl sağlığının, fizyolojik sağlığın, güçlü bir bağışıklık sisteminin temelidir. Bebeğin bağırsak florasının temelleri doğumdan sonraki ilk 20 günde atılıyor. Evet, gelecekteki sağlık sorunlarımızın büyük bir kısmını neredeyse doğumdan itibaren bağırsaklarımızda taşıyoruz. Bebekler olgunlaşmamış bir bağışıklık sistemiyle dünyaya geliyorlar. Bebeğin bağışıklık sisteminin olgunlaşmasında sindirim yolundakisağlıklı bakteri florası hayati rol oynuyor. Hayatının ilk 20 gününde dengeli bir bağırsak florası oluşmazsa, bebeğin bağışıklığı tehlikelere açık hale geliyor.

Bebekler steril bir bağırsakla doğarlar ve bağırsak florasının çoğunu annesinden alırlar. Annenin bağırsak florası anormalse çocuğuna da bu şekilde geçer ve çocuk egzama, astım, diğer alerjiler ve ciddi öğrenme bozukluklarına yatkın hale gelir. Bilimin bildiği kadarıyla doğmamış bir bebek sterildir. Vücudunda bakteri, virüs veya mantar yoktur. Doğum sırasında doğum kanalından geçerken ilk mikrop dozunu alır. Cildi, gözleri, ağzındaki mukus zarları ve burnu ilk mikro florasına kavuşur. Annesinin vajinasındaki sıvıları yuttuğunda sindirim sistemi ilk bakterilerle, virüslerle ve mantarlarla dolar. Bu yüzden annenin vajinasında ne yaşıyorsa, bebek de onu alır.

​Tıp bilimi, vajinadaki floranın bağırsaklardan geldiğini gösteriyor. Kadının bağırsağında ne yaşıyorsa, vajinasında da o yaşıyor. Örneğin vajinasında yinelenen pamukçuk varsa, ne kadar mantar önleyici ilaç kullanırsa kullansın yeniden ortaya çıkıyor. Karşılaştığım bütün GAPS’lı çocuk annelerinde, istisnasız olarak kronik bağırsak disbiyozu belirtileri oluyor. Annelerin çoğu, çocuk sahibi olmadan önce yıllarca doğum kontrol hapı kullanmış oluyor. Çoğu anne pek çok kez antibiyotik tedavisi görmüş. Çok sayıda anne, bebeklerini emzirmemiş ve kendi annelerinde de bağırsak disbiyozu mevcut. Neredeyse hepsinde, anormal bağırsak florasıyla bağlantılı bir veya daha fazla rahatsızlık var. GAPS’lı çocukların anneleri yaygın olarak şunlardan şikayetçiler: sindirim bozuklukları, astım, egzama, saman nezlesi ve diğer alerjiler, migren, adet öncesi sendromu, romatizma, cilt sorunları, kronik sistit, pamukçuk. Bu rahatsızlıkların birbiriyle ilgisi yokmuş gibi gözükse de, hepsinin kaynağı bağırsak disbiyozudur (anormal bağırsak florası).

​​Peki ya babalar? Vakaların çoğunda GAPS’lı çocukların babaları da sindirim problemleri, astım, egzama, migren, cilt problemleri gibi bağırsak floralarının normal olmadığını gösteren hastalıklardan şikâyetçiler. Elbette baba, düzenli cinsel ilişki yoluyla annenin vajinal florasına katkı sağlıyor. Aslında, annede bağırsak disbiyozuna rastlanılmayan nadir durumlarda, babanın şiddetli bağırsak disbiyozu olduğu görülüyor. Babanın bağırsaklarında durum buyken, kasıklarındaki flora da anormal oluyor ve anneye bulaşıyor. Anne de doğum sırasında bu florayı bebeğe aktarıyor.

​GAPS’lı çocukların, özellikle de annesinin tarafından nine ve dedelerinin sağlık durumunu sorduğumda, genellikle nesiller boyunca süren bağırsak florası sorunları ortaya çıkıyor. Hasar, her nesilde giderek derinleşiyor. Bunda antibiyotik çağının, doğum kontrol haplarının, emzirmenin demode sayılmasının ve değişen beslenme alışkanlıklarının da katkısı var. Sağlıksız ebeveynlerin sağlıksız çocuklar dünyaya getirdiği doktorlar tarafından bilinen bir gerçek. Annenin vücudu, gelişmekte olan bebek için dokuz ay boyunca bir yuva, besin kaynağı ve doğum sonrasında bir bakım evi görevi görür. Bu yüzden bebeğin sağlığı için özellikle annenin sağlığı önemli. Modern toplumumuzda kadınların sağlığı modern hayat tarzı yüzünden nesillerdir risk altında. Bu haldeyken, çocuklarımız arasında yaygınlaşan otizm, DEHB, dispraksi, disleksi, astım, egzama, alerjiler, diyabet ve pek çok diğer sağlık sorunu sizce şaşırtıcı mı?.

Çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atan başka bir önemli faktör de, çocuğun anne karnından itibaren maruz kaldığı toksin yükü. Yıllar boyunca plasentanın cenini, anne karnındaki bütün toksinlerden koruduğunu düşündük. Son araştırmalar yanıldığımızı gösteriyor. Cenin, annenin maruz kaldığı toksinlerin çoğunu toplar. Amalgam dolgulardaki cıvanın, yiyeceklerden ve çevreden gelen toksinlerin ve annenin anormal bağırsak florasının ürettiği toksinlerin bebeğe geçme olasılığı yüksek. Annenin hamilelik sırasında ne kadar toksik olduğuna bağlı olarak farklı bebekler, farklı toksik yükle doğarlar. Toksik yükü fazla olan bir bebek hayata dezavantajlı başlar. Aşı, enfeksiyon, yiyecekler, ilaçlar gibi çevresel faktörlere karşı daha savunmasızdır. Hamile kadının insan yapımı kimyasallardan, tütün dumanından, radyasyondan, ilaçlardan vb. uzak durması, bebeğinin minik vücudundaki toksik yükün az olmasını sağlar ve çocuğun hayata güzel bir başlangıç yapma şansı olur.

Peki, bebek doğduktan sonra neler oluyor? Olması gereken en önemli şey, emzirme. Anne sütü, özellikle de doğumdan sonraki ilk günlerde gelen ilk süt, bebeğin sindirim sisteminin sağlıklı mikrop florasıyla dolması için hayati önem taşıyor. Biberonla beslenen bebeklerin, emzirilen bebeklere göre tamamen farklı bir bağırsak florası geliştirdiği biliniyor. Biberon bebekleri daha sonra astım, egzama, diğer alerjiler ve sağlık problemlerine yatkın oluyor. Hepimiz biliyoruz ki en iyisi anne sütü! Ancak annenin kanında dolaşan çoğu madde sütünde de var. Bağırsak florası anormal bir annede, bağırsaktaki patojen mikropların ve kan dolaşımına giren iyi sindirilmemiş yiyeceklerin ürettiği toksinler süte ve bebeğe geçiyor. Bu nedenle yeni bir bebeğe hazırlanırken, anne ve babanın sağlıklı bir bağırsak florasına sahip olmaları gerekir. GAPS beslenme protokolü bağırsak florasının sağlığının temeli olduğu için anne ve babanın yeni bebekten önce alması gereken önlemler son derece önemlidir.

Eğer eşlerde ciddi sindirim sorunları, alerji, kronik yorgunluk, uyuşukluk ve diğer tipik GAPS semptomlarından biri yoksa, gebe kalmadan önce 4-5 ay boyunca Tam GAPS Diyeti uygulamalılardır. Eşlerden birinde, özellikle de annede belirgin bir GAP sendromu varsa, daha sağlıklı ve gebeliğe hazır hissedene kadar tüm GAPS Beslenme Programını uygulayın. Zaten hamileyseniz hemen Tam GAPS Diyetine başlayın. Ama Giriş Diyeti bölümünü iyice okuyun ve fermente gıdaları (daha önce hiç almadıysanız) kademeli olarak almanız gerektiği için diyete nasıl katacağınızla ilgili tavsiyeleri uygulayın.

​GAPS Diyetini ilgili bölümlerde anlattık. Burada birkaç önemli nokta daha eklemek istiyorum: İşlenmiş yiyeceklerden (paketli ve kutulu her şey), gazlı içeceklerden, şeker ve gıda katkılarından kesinlikle uzak durun. Dışarıda yemekten kaçının! Dışarıda yerseniz; işlenmiş yağlardan, kimyasal katkılardan, karbonhidratlardan, kalitesiz proteinlerden ve gelecekteki bebeğiniz için tehlike oluşturan pek çok şeyden kaçamazsınız. Evde taze malzemelerle taze yemekler yapın. Evde yemeye alışık olmayanlar için bu çok büyük bir değişiklik olabilir. Ama durup düşünürseniz, hamilelik sadece 9 ay sürüyor. Bunu, bebeğinizin sağlığına ve geleceğine yatırım olarak görün. Bebeğinizin bunu hak ettiğini eminim kabul edersiniz!

Gebelik öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken diğer ilgili konular:
1. Vücudunuzda ve dolayısıyla bebeğinizdeki genel toksik yükü azaltın.
2. Hamileliğinizin tadını çıkarın!
3. Doğuma ve emzirmeye hazırlanın.

​Bebeğinizi anne sütüyle beslemenin önemini ne kadar tekrar etsem azdır! Özellikle ön sütün salgılandığı o ilk günlerde. Sizin sütünüz gelmiyorsa, bir süt anne veya sütünü verecek bir anne bulmaya çalışın. Başka seçeneğiniz yoksa ve bebeğinizi hazır sütle besleyecekseniz (aralarda meme sütüyle desteklense bile), en başından itibaren her biberona biraz probiyotik katın. Bir biberon bebeği, 4 aydan itibaren katı gıdalar tüketmeye başlayabilir. Meme emen bir bebek, çok obur değilse 6 ay sonra katı gıdalara geçebilir. 

İlk 6 aydan sonraki 10 hafta boyunca ve sonrasında bebeğinizi nasıl besleyeceğinizi; bebeğinizi beslemek dışında yapmanız gerekenleri (aşıyla ilgili konular, toksinlerden korunma, bakım malzemelerinin kullanılması vb.) de kitaptan öğrenebilirsiniz. Ayrıca, kitabın “Aileler” bölümünü ve “Genetik” bölümünü de tekrar okuyunuz.

Devamı için lütfen kitaba bakınız. (Kitap hakkında bilgi için lütfen tıklayınız: www.gapskitap.com)

Kaynak: "GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi" kitabı;
              ​ Yazar: Uzm. Dr. Natasha Campbell-McBride, MD

Kitap Hakkında Yorumlar

Dr. Natasha Campbell-McBride’ı bu kadar iyi araştırılmış ve harekete geçirici bir kitabı yazdığı için tebrik etmek gerek. Antibiyotiklerin aşırı kullanımından emzirmeye ve daha sağlıklı beslenmeye teşvik gibi konularda Dr. Campbell-McBride, hem bir doktor otoritesiyle hem de otistik çocuğunu iyileştirmiş bir annenin sıcak hisleriyle yazıyor. Çocuğu otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, disleksi veya dispraksi hastası olan her anne-baba, okuyana tat veren ve onu şok eden bu kitaptan fazlasıyla yararlanacak. İçtenlikle tavsiye ederim.
Dr. Basant K. Puri, MA, PhD, MB, BChir, BSc MathSci, MRCPsych, DipStat, MMath, Lipid Nörobilim Grubu Başkanı, MRI Ünitesi, Hammersmith Hastanesi, Imperial College, Londra. The Natural Way to Beat Depression (Depresyonu Yenmenin Doğal Yolu), Chronic Fatigue Syndrome (Kronik Yorgunluk Sendromu), Natural Energy (Doğal Enerji) kitaplarının yazarı.

Dr. Natasha Campbell-McBride; psikiyatrik, nörolojik hastalıkların ve sindirim sisteminin işleyişinin, gıda biyokimyasıyla ilişkisini harika bir şekilde özetlemiş. Şizofreni, otizm, dikkat eksikliği bozukluğu ve çocuk gelişimindeki diğer problemleri, belirli sindirim bozukluklarına hayranlık duyulacak şekilde bağlıyor. Kitap, kendilerinin ve çocuklarının sağlığını ideal hale getirmek isteyenler için değerli ve ilginç gerçeklerle dolu.
Dr.William Shaw, PhD.,
​Plains Laboratuvarları, Kansas, ABD

Dr. Campbell-McBride’ın kitabı; gelişimsel engelleri ve diğer bazı hastalıkları olanların sindirim sistemi bozukluklarının anlaşılması ve tedavisi açısından önemli bilgiler ve iç görüler sağlıyor. İleri seviyedekiler için derinlemesine bilgi sağlarken, başlangıç seviyesindekiler için de temel bilgiler içeriyor. Bu kitabı yazdığınız için teşekkürler Dr. Campbell-McBride.
Dr. Stephen M. Edelson, PhD,
​Otizm Araştırmaları Merkezi, Oregon, ABD

Bu muhteşem bir kitap ve bir klasik olacak. Her doktorda bir tane bulunmalı...Hayır, her evde bir tane bulunmalı! ‘Sendrom hastalıkları’ denen sözde ‘akıl sağlığı sorunları’ yaşayan hastalar için paha biçilmez bir kaynak. Geleceğin tıbbı şimdiden uygulanıyor.
Martina Watts, BA(Hons) DipION MBANT,
​​Beslenme Uzmanı ve Gazeteci

Bu kitap; beslenmeyi, sindirim sisteminin nasıl çalıştığını ve iyi çalışmayan bir sindirim sisteminin öğrenme ve davranış güçlüğü çeken bütün çocuklarda sadece beden değil, beyin sağlığına da olan ciddi etkilerini tüm yönleriyle inceliyor. Hiperaktif Çocuklar Destek Grubu’na başvuran sayısız anne-baba, beslenme değişikliklerinin çocuklarına büyük faydasının dokunduğunu görüyor. Vitamin, mineral ve temel yağ asidi eksiklikleriyle çok sık karşılaşıyoruz. Bu kitap, sindirim sisteminin beyni nasıl etkilediğine dair ışık tutuyor.
Sally Bunday, Kurucu Yönetici,
​​Hiperaktif Çocuklar Destek Grubu, İngiltere

Umutsuzca, çaresizce yaşanan ve salgın gibi yayılan psikiyatrik hastalıkların kaynağı meğer hasarlı bağırsak florasıymış. Yıllardır, dünyanın her köşesinden binlerce GAPS hastası, bu kitaptaki GAPS Tedavi Protokolüyle bağırsak florasını tedavi ederek sağlığına kavuşuyor... Uzun yıllar ağır psikiyatrik hastalıkları yaşamış biri olarak; ruhun ıstırabının fiziksel acılar kadar şiddetli, dayanmanın da bir o kadar zor olabildiğini öğrendim ve bu hastalıkların insanı hayattan diskalifiye ettiğini ve nasıl istemediği bir kişiliğe dönüştürdüğünü de... Bu kitaptaki GAPS Tedavisini uygulayarak, psikiyatrik hastalıklarımın nasıl iyileştiğine tanık oldum. Bu nedenle GAPS kitabını ülkemize kazandırmak en öncelikli misyonlarımdan oldu. Sevgili GAPS hastaları: Bu kitaptaki GAPS Tedavisiyle kalıcı sağlığınıza kavuşacağınıza ve ruhunuzdaki sancıların dineceğine yürekten inanıyorum! Dualarım sizlerle ve GAPS Tedavisinin yaratıcısı Dr. Natasha'yla! 
Pelinsu Zeybek, 
Adalin Yayıncılık Kurucusu
Bilgisayar Mühendisi & ICF Akrediteli Yaşam Koçu

Yayıncının GAPS Hikayesi

"Bu kitap; 18-20 yıl süren sağlık mücadelesinin ve iyileşme çabalarının sonunda, tüm tedavi seçeneklerinin ve tüm çıkış yollarının denenip umutların tükenmeye başladığı bir sırada karşımıza çıktı...

Psikiyatrik hastalıkların, hasarlı bağırsak florasının beyinde toksisiteye neden olmasıyla oluştuğunu, son birkaç yıl içinde öğrenmiştik ve bu bilgi bizim için bir devrim niteliğindeydi! Ancak bağırsak florası tedavisi için yaptığımız türlü diyet ve tedavilerin sonucunda psikiyatrik hastalıklarda iyileşme göremeyince, bu konuyla ilgili araştırmalara koyulduk... İşte tam bu sırada, çaresiz bir arayış sonucunda internette karşımıza sarı kapaklı bir kitap çıktı; adı da: “GAPS - Gut and Psychology Syndrome” (Bağırsak ve Psikoloji Sendromu) idi. Önce bu kitabın sadece otizm tedavisiyle ilgili olduğunu zannettik. Sonra şizofreni, depresyon, epilepsi, disleksi, dispraksi, dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi hastalıklar için de bir tedavi kitabı olduğunu gördük. Hatta yeme bozukluğu, astım, alerji gibi hastalıklar için de... GAPS hastalarının; sadece bu kitaptaki GAPS diyetine, detoks önerilerine ve yaşam tarzı değişikliklerine dayalı olarak, psikolojik/psikiyatrik hastalıklarını nasıl iyileştireceklerini öğreten bir doğal tedavi kitabıydı...

​Okuyucuların yorumları ise inanılmazdı! Yukarıda sözü edilen hastalıkları olanların yanı sıra; bipolar bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk, panik atak, anksiyete gibi psikiyatrik hastalıkları olanlar da; kitaptaki GAPS Tedavi Protokolünü uygulayarak tamamen iyileşmişlerdi. Kısaca bu kitapla GAPS Tedavi Protokolünün adımları sırasıyla uygulanarak kalıcı iyileşme sağlanıyor ve kitapta şifa bulmanın tarifi yapılıyordu... Kitabı alan bir anne; GAPS hastalığı (otizm, disleksi, dispraksi, DEB, DEHB, gelişme geriliği, öğrenme bozukluğu, yeme bozukluğu, epilepsi, depresyon, şizofreni...) olan çocuğunu, sadece kitabı okuyup uygulayarak iyileştirebiliyordu. Veya bir GAPS hastası, kitapta anlatılan tedavinin adımlarını uygulayarak kendini iyileştirebiliyordu... Bu hayal edilemez bir şeydi, mucizevî bir durumdu bizim için. İnanamadık! Daha fazla araştırma yaptık; dünyanın her yerinden GAPS Tedavisiyle iyileşenlerin hikâyelerini okuduk. İyileşen hastaların içinde doktorlar bile vardı. Hatta, iki otistik çocuğuyla birlikte GAPS Tedavisiyle iyileşen şizofren bir anne de...

Kitabın yazarı olan Nöroloji ve Beslenme Uzman Doktoru Natasha Campbell-McBride’ın oğluna üç yaşındayken otizm tanısı konmuştur. Bu dönem aynı zamanda onun, nörolojik bozukluklar ve beslenme arasındaki ilişki üzerine teoriler geliştirdiği bir dönemdir. Bu teorilere göre geliştirdiği, özel bir beslenmeye dayalı tedavi yöntemiyle oğlunun bağırsak florasını ve böylece otizmini tamamen iyileştirir. Ardından İngiltere Cambridge’de açtığı klinikte, psikolojik sendromlu yüzlerce hastayı, geliştirdiği bu beslenme yöntemiyle tedavi ederek sağlığına kavuşturur. Zamanla geliştirdiği bu tedavi “GAPS Tedavisi”, psikolojik sendromlu hastaları da “GAPS hastaları” olarak adlandırılır. 2004 yılında ise yazdığı GAPS Tedavi kitabını yayınlayarak (şu anda elinizdeki kitap), tedavisini herkesle paylaşır. Bugün ise GAPS kitabı, 11. baskısını yapmış, 7 dile çevrilmiş ve kitabın satış rakamı 500.000’leri bulmuştur.

Bu araştırmalarımızın ardından hemen internetten GAPS kitabının İngilizcesini satın aldık. Kitap, bağırsak florasının nasıl tedavi edileceğini adım adım öğretiyordu. Kızlarım, bu kitaba göre GAPS Tedavisini uygulamaya karar verdiler; çünkü başka bir seçenekleri kalmamıştı, her tedavi yolunu denemişlerdi...

Kızlarımın zaten doğuştan hassas olan bağırsak floraları; zayıflamak için yaptıkları sağlıksız diyetlerle, dönem dönem vejetaryen beslenmelerle, katkı maddeli yiyeceklerle, işlenmiş gıdalarla, şekerli ve nişastalı yiyeceklerle, antibiyotik kullanımlarıyla, yoğun stresle giderek bozulmuş. Florası iyice bozulan, geçirgenleşen ve patojen bakterileri çoğalan bağırsakları nedeniyle beyinleri toksinlenip adeta zehirlenmiş; bu da psikiyatrik sendromlara yol açmış. Dr. Natasha Campbell-McBride’ın geliştirdiği GAPS Tedavisinin de asıl amacı; bağırsak florasını tamamen iyileştirerek beyni toksik etkilerden kurtarmak ve böylece psikolojik sendromları da ortadan kaldırmak!

Her iki yetişkin kızım da, GAPS Beslenme Protokolünü kitapta tarif edildiği gibi adım adım uygulamaya başladı... Dünyanın dört bir yanındaki GAPS Tedavisini uygulayan hastaların yaşadıkları mucizeleri biz de yaşamaya başladık: İki kızımın da psikiyatrik şikâyetlerinde belirgin iyileşmeler başladı ve buna bağlı olarak, kullandıkları psikiyatrik ilaçların dozları giderek azaltıldı ve sonra tamamen kesildi. İyileşmeleri sadece psikiyatrik değil, aynı zamanda fizyolojikti: kronik kansızlığın geçmesi, solgun cilt renginde düzelme, et benlerin yok olması, saçlarda gürleşme ve saç dökülmesinin geçmesi, tırnaklarda güçlenme, migren ataklarında seyrelme, kronik yorgunluğun geçmesi gibi... Üstelik tüm psikiyatrik ve fizyolojik iyileşmeler 3-4 ay gibi kısa bir zamanda başladı. Bunun asıl nedeni de, kitapta anlatılan GAPS Tedavisinin en önemli parçası olan GAPS Diyetini, kızlarımın harfiyen uygulamasıydı! Önce çok katı gördükleri ve zorlandıkları bu diyet, zararlı yiyeceklerin onları nasıl hasta ettiğine ve diyetteki gıdaların onları nasıl iyileştirdiğine her geçen gün tanık oldukça, diyetten çıkıp bir yaşam şekline dönüştü.

​Psikiyatrik iyileşmeleri, hem de kısa bir süre içinde yaşadıktan sonra, Türkiye’deki GAPS hastalarına da bu kitabı ulaştırmak istedik. Onlarla hastanelerde, doktor muayenehanelerinde, kliniklerde karşılaşıyorduk hep... Birbirimizi derinden anlıyor; acılarımızı, umutlarımızı paylaşıyorduk, çünkü her birimizin acılı bir hastalık hikayesi vardı ve hepimiz bir umut ışığı arıyorduk... Hikayeler hep benzerdi: hayatını hiç götüremeyenler ya da zorlukla götürebilenler, okulunu ya da işini bırakanlar, ilişkilerine son verenler, intiharı deneyenler, hastalıklarını kimseyle paylaşamayarak gittikçe yalnızlaşanlar... Hastalıkların getirdiği ruhsal acıların ve sonuçsuz kalan çabalardan dolayı yaşanan manevi acıların üzerine; bir işte çalışamamaktan ya da sadece belirli bir süre çalışabilmekten ve onca tedavi masrafından dolayı yaşanan maddi kayıplar da ekleniyordu. Yıllarca, hatta bazılarında bir ömür boyunca iyileşmek için harcanan onca çabanın boşa çıkması yüzünden kaybolan umutlar ve yaşanan maddi manevi kayıplar, bu kitapla artık son bulabilirdi!

Çoğu kişinin çaresiz hastalık sandığı; otizm, şizofreni, epilepsi, depresyon, obsesyon, panik atak, bipolar bozukluk, anksiyete gibi psikolojik/psikiyatrik sendromların kaynağının aslında bağırsak florası olduğunu ve kalıcı çözümün de, GAPS Tedavisiyle bağırsak florasının tamamen iyileştirilerek sağlandığını, Türkiye’deki GAPS hastaları da bilmelilerdi... Kızlarım ve dünyadaki binlerde GAPS hastası gibi; Türkiye’deki GAPS hastaları da bu iyileşmeyi yaşamalıydılar... Bu nedenle GAPS kitabının Türkçe lisans hakkını satın aldık. Kitap, Türkçeye çevrildi ve Adalin Yayıncılık’ın kurulmasına sebep oldu. GAPS hastalarına bu kitabı ulaştırıp onların tamamen iyileşmesine vesile olmak da en öncelikli misyonumuz oldu.

Sevgili GAPS hastaları: Çoğu kişinin, "geçmez", "nedeni bilinmiyor", "çaresiz" sandığı bu hastalıklar artık kaderiniz değil! Dünyanın her bir köşesinden binlerce GAPS hastası, GAPS Tedavisiyle tamamen iyileşti! Kızlarım, GAPS Tedavisiyle iyileşme yaşayanların Türkiye’deki ilk örnekleri... Sizin de iyileşmeniz mümkün!

​Dünya, Dr. Natasha Campbell-McBride’ı “otizmin ışığı” olarak tanıyor; çünkü artık, sadece kendi otistik oğlunu iyileştiren doktor bir anne değil, bu kitabıyla dünyanın her bir köşesindeki otistik hastaları da yaşama döndüren bir kahraman o! Üstelik, geliştirdiği GAPS Tedavisi, dünyadaki binlerce psikiyatri hastasını da iyileştirdiği için, o aslında “psikiyatrinin ışığı” da oldu!

​Sevgili Dr. Natasha Campbell-McBride: Geri getirdiğin binlerce hayat için sana yürekten teşekkür ediyoruz. İnanıyoruz ki, Türkiye’deki GAPS hastalarının da umudu ve ışığı olacaksın... Sana sonsuza dek minnettarız!"

Gonca Zeybek
Emekli Kimya Öğretmeni ve Okul Müdürü, Yazar,
ICF Akrediteli Bireysel Koç

Dr.Thomas Cowan'ın GAPS Hikayesi

GAPS Tedavisiyle sağlığına kavuşanların yaşanmış hikayelerinden örnekleri paylaşmak istiyoruz. GAPS Tedavisi konusunda sizi motive edebilecek gerçek hikayeler oldukları için, bu blogda bazılarını yayınlıyoruz.​

Dr.Thomas Cowan'ın GAPS Hikayesi

Yaşanan Psikiyatrik ve Fizyolojik Hastalıklar:
 Kronik migrenler, depresyon, anksiyete, DEB (Dikkat Eksikliği Bozukluğu), dispraksi, adrenal yorgunluk-bitkinlik, günlük baş ağrıları, fibromiyalji, İBS (İrritabl Bağırsak Sendromu), tiroit bozukluğu, metabolizma bozukluğu

"GAPS Diyeti hayatımı değiştirdi ve kurtardı, buna hiç şüphe yok! Yeni yürümeye başladığım bebekliğimden beri süren ve 42 yaşıma geldiğimde ağır bir depresyon ve sindirim sistemi hasarıyla doruğa çıkan, uzun bir liste dolusu semptomla mücadele ettim.

Öyle ki, yediğim her şey beni hasta hissettirdiği için yemek yemeyi bırakacak noktaya geldim. GAPS hayatımı kurtardı. Diyete başladıktan 72 saat içinde, uzun yıllardır ilk kez uyku ilacı kullanmadan geceyi uyuyarak geçirebildim.

​Ve iki hafta içinde, 25 yıllık depresyonum geçti ve o günden beri de depresyon yaşamadım. Katı bir GAPS Giriş Diyeti, sindirim sistemi semptomlarımı anında yönetti ve düzeltti. Tam GAPS Diyetine geçmem 6 ayımı aldı.

​Genel olarak tamamen iyileşmemse, tam 2+ yılımı aldı. Evet, zorlayıcıydı ancak; şu semptomlardan tamamen kurtuldum: her gün süren kronik migrenler, depresyon, anksiyete, DEB (Dikkat Eksikliği Bozukluğu), dispraksi, adrenal yorgunluk-bitkinlik, günlük baş ağrıları, fibromiyalji, İBS (İrritabl Bağırsak Sendromu), tiroit bozukluğu ve zar zor çalışan bir metabolizma. Aynı zamanda, 14 yaşımdan beri ilk kez ideal kiloma ulaşıp onu koruyabildim.

Kolay olmadığını kabul ediyorum. Ancak buna değerdi; hayatımı geri kazandım."

Dr. Thomas Cowan

Kaynak: Holistic Family Medicine
http://fourfoldhealing.com/depression-managed-through-diet/

Jason'un GAPS Hikayesi

GAPS Tedavisiyle sağlığına kavuşanların yaşanmış hikayelerinden örnekleri paylaşmak istiyoruz. GAPS Tedavisi konusunda sizi motive edebilecek gerçek hikayeler oldukları için, bu blogda bazılarını yayınlıyoruz.


Jason'un GAPS Hikayesi

Psikiyatrik Hastalık:
Şizoaffektif Bozukluk

"Yakında; tamamen iyileşmiş bir beyinle 37. yaşını kutlayacak olan 36 yaşında bir adamım. Kutlayacak çok şeyim var.

​Bipolar bozukluk-Şizofreni arası ve ağır bir hastalık olan Şizoaffektif bozuklukla teşhis edildim. Bu, hayatımı oldukça zor hale getiren çok güç bir durumdu. Bir süre önce GAPS Diyetiyle karşılaştım. Kısa bir sürede, bana bu teşhisin koyulduğu 15 yıl öncesinden beri ilk kez, kullandığım ilaçları neredeyse tamamen kesebilecek noktaya geldim.

​Geçmişte, bazı zamanlar biraz iyi hissettiğim dönemler olmuştu. Ancak o farklıydı; o dönemlerde de haplara devam etmem gerekiyordu. Hapları bırakmayı çok denedim ama imkansızdı; bırakınca tekrar kötü hissetmeye başlıyordum.

​Bu sefer değil. GAPS Diyeti işe yarıyor!

​Bir şey daha eklemek istiyorum: İlaçlarımı bırakmamın sebebi (yavaşça); diyette ilerledikçe, ilaçların beni daha kötü hissettirdiğini fark etmemdi (hapları attıktan yaklaşık 6-8 saat sonra). Bunun garip olduğunu düşündüm ama hemen; Zoloft, Ativan ve Abilify’ın negatif etkilerini hissettmemden kaynaklandığını fark ettim.

​Çünkü artık beynim onlara ihtiyaç duymuyordu ve hapların yan etkilerine maruz kalıyordum (uyutmaları, vb.). Bu yüzden onları yavaşça bıraktım.

​Sakin, tutarlı, sağlıklı ve iyi hissediyorum. Daha önceleri böyle değildim. Umarım iyileşmem, diğerlerine çok umut verir; çünkü kabul edelim, Şizoaffektif bozukluk, iki korkunç hastalığın birleşmesidir. Ben üstelik, iyice uç bir vakaydım. İyileşmem büyük bir başarıydı! Eğer ben hayatımı geri alabildiysem… herkes alabilir!

​Çok teşekkür ederim!! "

Jason - Kasım, 2010

Kaynak: Baden Lashkov – GAPS Guide

Yasanmış GAPS Hikayeleri

GAPS Tedavisiyle sağlığına kavuşanların yaşanmış hikayelerinden örnekleri paylaşmak istiyoruz. Hikayelerin çoğunu; bu blogda tanıtımını yaptığımız GAPS Tedavi kitabından değil; ​'GAPS Stories' kitabından Türkçeye çevirerek aktarıyoruz. 'GAPS Stories' kitabındaki hikayeler; dünyanın çeşitli yerlerinden, GAPS Tedavi Programını uygulayarak psikiyatrik ve fizyolojik hastalıklarından tamamen iyileşenlerin yaşanmış hikayelerini içermektedir. GAPS Tedavisi konusunda sizi motive edebilecek gerçek hikayeler oldukları için, yayıncının iznini alarak bu blogda bazı hikayelerin linklerini yayınlıyoruz. 

Aşağıda görmüş olduğunuz link'lerden, hastalıklara göre kategorize edilmiş olan yaşanmış GAPS hikayelerinin Türkçe çevirilerine ulaşabilirsiniz.